Önce Topkapı-Küçükçekmece arasında seferlere başladı. Sonra Avcılar’a uzatıldı. 2008’de Topkapı-Zincirlikuyu hattı hizmete alındı. 2009’da Anadolu yakasına geçilerek Kadıköy Söğütlüçeşme’ye kadar hat götürüldü. 2012’de Avcılar’daki hat Beylikdüzü’ne uzatıldı. Beylikdüzü’nden Kadıköy’e kadar 13 ilçe metrobüsle birbirine bağlandı.
Merhum Kadir Topbaş’ın İstanbul’a kazandırdığı metrobüs sistemi İstanbul’un en kritik merkezlerini trafiğe takılmaksızın kat etmesi dolayısıyla büyük ilgi topladı. İstanbullunun vazgeçilmez ulaşım hattı oldu. Hatta Anadolu yakasında da Avrupa yakasında daha ileri uzatılması istendi.
“İstemezük” zihniyeti, metrobüslerin kontak çalıştırdığı ilk günden itibaren durmadı. Milletin rağbeti “oy”a dönüşmesin diye metrobüslere hep kulp takmaya çalışıldı. “Yavaş gidiyor” denildi.. “E-5 karayolunun şeritlerini yutuyor, trafiği daha da artıracak” denildi. Sistem artık oturup, milyonlarca vatandaşın vazgeçilmezi olunca bu defa “kalabalık” algısı üzerinden propaganda sürdürüldü.
*
2019 yerel seçimlerine gelindiğinde, AK Parti ve Cumhur İttiakı’na karşı birleşen muhalefetin adayı CHP’li Ekrem İmamoğlu, metrobüsleri diline doladı. “Kalabalık” dedi. Mevcut sistemin revize edilmesi gerektiğini ve bu konuda kendilerinin “sürprizleri olduğunu” söyledi.
“Bahattin” isimli bir vatandaşla metrobüs içerisinde seçim kampanyası ürünü bir video dahi çekti. Metrobüse binmenin zorluğundan bahsedilen konuşmada, “Metrobüse bindikten sonra oturmak ayrı bir mesele” deniliyordu..
İmamoğlu, “Bu kadar uzun hattın farklı çözümleri var. Bu işe çok özel çalışmalarımız var, özel bir sürprizimiz var.” diyordu. ‘Metrobüs Bahattin’ ise İmamoğlu’na diyordu ki, “Size güveniyoruz. Umarım artık oturarak gideriz!”
Ve 2019’da CHP’yi seçen İstanbullunun metrobüslerle ilgili beklentisi; daha boş metrobüslerde daha konforlu seyahat etmekti…
2019’dan bu yana İBB’yi, dolayısıyla metrobüsleri İmamoğlu yönetiyor..
2020 yılında koronavirüs salgını patlak verdi. Ölümcül salgından korunmak için sosyal mesafe kuralı gereği insanların yan yana durmaması tavsiye edildi. Metrobüslere insanlar dip dibe dolduruldu. Toplu ulaşım “toplu bulaşım” oldu. Metrobüslerde salgına yakalananlar hastanelere ve maalesef mezarlıklara düştü.
İmamoğlu’nun daha metrobüs sürprizi vardı…
Metrobüsler arızalarla gündeme gelmeye başladı. Her gün yolda kalan metrobüsler görülür oldu.
Arızalı metrobüsleri kazalı metrobüsler takip etti. İBB’ye doldurulan liyakatsiz “yandaş” kadrolar nedeniyle düz yolda gidemeyen şöförler, kazalara sebebiyet vermeye başladı. Kafa kafaya çarpışan metrobüsler mi dersiniz.. İETT yol yardım aracıyla birbirine giren metrobüsler mi dersiniz.. Kazanın her türlüsüne karışmaya başladı metrobüsler. Öyle ki bir kazada tam 99 kişi yaralanıyor fakat yine de tedbir alınmıyordu..
CHP’li yönetimin İstanbullulara “sürprizi” bu kadarla sınırlı değildi.
Önceden tek derdi dolu metrobüste oturamamak olan İstanbullular için artık yaz mevsimlerinde “hamam” gibi araçlarda yolculuk etme dönemi açıldı. Metrobüslerde klimalar açılmamaya başladı. Balık istifi metrobüslere dolan vatandaşların klima açılması talebi her seferinde reddedildi. Arızaları tetikleyen unsur olarak görülen klimalar İETT yönetiminin talimatıyla “bozuk” denilerek açılmadı ve yolcular buna alıştırıldı. İtiraz eden kalmadı.
Dolup taşan metrobüsler sebebiyle sefer aksaklıkları meydana geldi. AK Parti döneminde en fazla 3-4 dakika metrobüs beklenirken, CHP’nin sürprizcilerinin döneminde bekleme süreleri işe gidiş-çıkış saatlerinde kimi zaman 20-30 dakikaya çıktı. Dolu metrobüslere binilemedi. Duraklarda oluşan kalabalığı gidermek için ek metrobüs seferleri oluşturuldu ama bu defa da her durakta 10’a yakın metrobüs sıra sıra dizilmeye başladı. Adeta E-5 trafiği metrobüs hattına taşındı. Yanlış planlama dolayısıyla metrobüs trafiklerine şahit oldu İstanbullu.. Metrobüse binince klimasızlıktan bunalanlar, metrobüse binemeyip duraklarda dakikalarca beklediğinde aşırı sıcak veya soğuktan nasibini aldı..
Metrobüslerin bakım onarım ihalesini Mercedes firmasına değil, CHP milletvekili Özgür Karabat’ın mali müşavirliğini yaptığı şirkete verdiler.. İETT’den kısa sürede 2 milyar TL’lik ihale pasladılar. Arızalı araçları tamir edeceklerdi. Edemediler. Metrobüs “çilebüse” döndü.
Yerel seçim zamanı geldi…
2024’teki seçimlerde ekonomik zorluklar sebebiyle AK Parti’ye ihtar veren seçmen, bir kez daha CHP’li yönetime İBB’nin anahtarını teslim edince olanlar oldu.
Daha önce kıl payı kazandıkları İBB’de oldukça dikkatli hareket eden, beceriksizliklerini “engelleniyoruz” yalanlarıyla perdeleyen, milyarları reklam ajanslarına akıtıp, sadece PR’la ve AK Parti döneminin yatırımlarını devam ettirmeye çalışmakla geçiren CHP’li yönetim, bir kez daha yetki alınmasının ardından pervasızlaştı.
İBB Başkanı İmamoğlu’nun şehirden şehire gezdiği.. Ülkeden ülkeye turladığı.. CHP kongrelerinde fink attığı yeni dönem, İstanbul’un fetret devrini iyice koyulaştırdı.
Liyakatsizliğin, iş bilmezliğin, tembelliğin, kadrolaşmanın en korkunç örneklerinin sergilendiği İstanbul’da, metrobüslerin başrolde olduğu akıl almaz bir hadise patlak verdi.
Yine balık istifi dolu bir metrobüsün, saçma bir şekilde yürütülen “beyaz yol kaplama” çalışması nedeniyle sol şeride geçmesi gerekirken karşıdan gelen metrobüse dalması sonucu 1 kişi can verdi,2’si ağır 53 İstanbullu hastanelik oldu.
Metrobüsün dolu olması sebebiyle ön kapı dibinde yolculuk eden vatandaşın kaza sırasında araçtan fırlaması nedeniyle can verdiğini hatılatalım.
Bir CHP yandaşının, CHP’nin fonladığı televizyon kanalında söylediği gibi: “Metrobüse biniyorsun ve ölüyorsun, çok acayip bir şey yani…”
AK Parti zamanında “oturma” hayaliyle bilinen metrobüsler şimdi; “gelirse binebilme”, “binilirse terleyip pişmeme”, “içinde ezilmeme”, “tacize uğramama” ve nihayet “ölmeme” umuduyla binilen araçlar oldu.
Bu imtihan İstanbul ve İstanbullu’nun imtihanı.. İstanbullunun artık “canı” yanıyor.
AK Parti’nin bu şehre devasa yatırımları, muazzam hizmetleri, hayali kurulamayan icraatları unutulabilir. İki seçimdir unutuldu da. Ama “acı” unutulmaz. İmamoğlu bu acılarla sandıkta yüzleşecektir. PR ve reklamla gelenleri, İstanbullunun “acısı” götürecektir..