Şimdi, bugünden başlamak üzere bizim olmayan bir hayatı yaşamak yerine, sırtladığımız onca yükün ağırlığın da iki büklüm olan bedenimize eziyet etmek niye? Başkalarını taklit etmek kendimizden vazgeçmektir aslında. Kendimizi bulmak gerçek yeteneklerimizi keşfetmek varken başkasının yetenekleri üzerinden yol almak acizlik timsalidir. İnsanı kendi olmaktan çıkarır dostlar.
Günlük hayatımızda, çevremizde, dağ gibi biriken üst üste yığılmış düğümleri çözmeyle kendinizi heba ederken, kendimizle cebelleşirken sorunlar türetenler bitmiyor.
Bence insan kendi olacaksa ve şayet seviyorsa şeyi önce özündeki cesareti bulmalı ve gecenin karanlığında yol almayı bilmeli, bulunduğu ortam her neresiyse haykırıp, hayatı kendim olarak yaşayacağım sözünü kendine vermeli. Başkalarının olan bir yolda değil! Kendine çizdiği yola biat etmeli zorluklarla karşılaşınca geri dönmemeli eğer dönmeye meyilli ise zaten cidden sevmiyordur o yolu.
İnsan cidden severek istiyorsa, ben doğru olanı seçeceğim en azından kendim için bu yolda karşına seni hor gören engeller, olumsuzluklar çıkabilir bunlara takılmadan en doğruya ulaşmak için devam etmeliyim diyebilmeli.
Ama heybesinde hiçbir zaman vicdanı, dürüst olmayı, değerlerini, kim olduğunu unutmamak şartıyla.
Bırak her şeyi doğru yoldan şaşmadan devam et takılmadan engellere, kelimelere.
Bir çiçeğin bahara olan sevgisi gibi inanarak adım at, severek devam et, unutma takıldıkça yara alırsın o aldığın yaralar gün gelir çürük ve dermanı olmayan bir hastalık halini alır, yarınları bekleme bugünden başla kendin olmaya.
Unutma kendin olmanın tadına vardın mı, başkasına benzemenin zahmetini barındırmaz yüreğin tüm dünyaya güzel bakıp güzelce sev, çünkü sadece kendini bilen ve seven kişiler etrafına, ruhuna mutluluk, huzur ve güven aşılar.
Bizler iyileştirebiliriz bir dokunuşla bir söylemle hayat yaşamaya değer..