“Yoksa sen Ashab-ı Kehf ve Rakim’i, şaşılacak ayetlerimizden mi sandın?” “O gençler mağaraya sığınınca demişlerdi ki: ‘Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve işimizden bize doğruyu kolaylaştır’.” “Bunun üzerine biz de kulaklarına vurarak onları mağarada yıllarca uyuttuk.” (Kehf 18/9-11)
“Biz sana onların kıssalarını gerçek olarak anlatacağız. Hakikaten onlar, Rablerine iman eden birkaç genç idi. Biz de onların hidayetlerini artırdık.” “(Krala karşı) ayağa kalkarak dediler ki: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O’ndan başkasına ilâh deyip tapmayız, yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.” “Şu bizim kavmimiz, Allah›tan başka ilâh edindiler. Onların ilâh olduğuna dair açık bir delil getirselerdi ya! Allah›a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir?” (İçlerinden biri demişti ki:) “Mademki siz, onlardan ve Allah’tan başka taptıkları putlardan ayrıldınız, o halde mağaraya sığının ki, Rabbiniz rahmetini size yaysın ve işinizi rast getirip kolaylaştırsın.” “(Onlara baksan), güneş doğduğunda mağaranın sağ tarafına yönelir, batarken de sol taraftan onları keser-geçer görürdün. Onlar, mağaranın geniş bir yerinde idiler. Bu Allah’ın ayetlerindendir. Allah kime hidayet ederse, işte o, hakka ulaşmıştır; kimi de hidayetten mahrum ederse, artık ona doğru yolu gösterecek bir veli bulamazsın.” (Kehf, 18/13-17)
Allah’tan başka hiçbir ilah ve otorite tanımayan, yalnızca Allah’a iman ve ibadet eden “Ashâb-ı Kehf” (“Yedi Uyuyanlar”) bir avuç gerçek mümin ve muvahhid gençler idi. Halkları ise, Allah’tan başka bazı varlıkları ilahlar edinen ve bunların gölgesine sığınarak insanları sömüren zalim Roma Kralı Dekyanus’un dini ve hayat tarzı üzere yaşıyorlardı. O yiğit mücahidler krala karşı ayaklanıp “Allah’tan başka ilahlara tapınmanın saçma olduğunu” haykırınca, aslanların ağzına atılıp parçalanma, diri diri yakılma vb. işkencelerden kurtulmak için Tarsus (Efes veya Afşin) civarındaki bir mağaraya sığındılar.
“Ey Rabbimiz! bizlere tarafından bir rahmet ihsan et ve bize işimizden bir kurtuluş yolu hazırla!” (18/10) diye dua ettiler ve Allah tarafından kulaklarının üzerine vurulup/yatırılarak senelerce uyutuldular
İmdi, sayılarını da mağarada kalış sürelerini de Rabbimizin en doğru bildiği (Kehf, 18/22, 26) Ashab-ı Kehf’in ve Rakim (kıssanın gerçekleştiği yer) ehlinin Tevhid mücadelesi ve özellikle zulme karşı direnişleri ile şimdi aylardır tünellerde-mağaralarda tarihin en muhteşem direnişini sergileyen muvahhid Gazze mücahidlerinin (Ashab-ı Gazze’nin) özgürlük mücadelesi ne kadar da birbirine benziyor!
İnancımız ve duamız odur ki, Ashab-ı Kehf’in sığındığı mağaranın kapısını ördürerek mağarayı onlara mezar etmek isteyen zalim Dekyanus’un izinden gidip Gazze’yi dünyanın en büyük hapishanesine dönüştüren ve Ashab-ı Gazze’yi aç-susuz bırakıp yok etmek isteyen Siyonist katillere karşı Allah Teâlâ mağaralarda koruduğu mücahidlere inşallah bir “kurtuluş/başarı yolu” hazırlamaktadır.